Mayıs ayı, "Cilt
Kanseri Farkındalık Ayı" olarak belirlenmiştir. Bu ay boyunca düzenlenen
etkinliklerle, özellikle yaz aylarında artan güneş maruziyeti öncesinde,
toplumun cilt kanseri konusunda bilinçlenmesi ve erken teşhisin önemi
vurgulanmaktadır.
Cildimiz, vücudumuzu dış
çevreden ayıran ve koruyan en büyük organımızdır. Bu özelliği sayesinde vücudu
zararlı çevresel etkenlere karşı koruma görevi üstlenir. Cilt kanseri, derideki
hücrelerin anormal bir şekilde çoğalması sonucu oluşur. Her cilt değişikliği
kanser anlamına gelmez; ancak şüpheli bir değişiklik fark edildiğinde vakit
kaybetmeden doktora başvurulması önerilir.
Cilt kanseri riskini
artıran en önemli çevresel faktör, güneş ışınlarıdır. Özellikle ultraviyole
(UV) ışınları cilt hücrelerine zarar vererek kanser gelişimine yol açabilir.
Güneşin en yoğun olduğu saatler olan 10.00–16.00 arasında korunmasız kalmak,
riski ciddi şekilde artırır. Ayrıca çevresel kirlilik ve zararlı kimyasalların
ciltle teması da riski artıran diğer faktörlerdir. Yapılan araştırmalar, hava
kirliliği ile cilt kanseri arasında ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Hava
kirliliği, cilt hücrelerine zarar vererek oksidatif stres yaratır ve bu da
kansere zemin hazırlayabilir. İklim ve coğrafi koşullar da risk üzerinde etkili
olabilir.
Cilt kanserine yakalanma
riskini artıran diğer faktörler arasında şunlar yer alır:
Şiddetli ve uzun süreli
güneş maruziyeti
Solaryum gibi yapay UV
ışınlarına maruz kalmak
Açık havada uzun süre
çalışmak
Özellikle çocukluk
döneminde yaşanan şiddetli güneş yanıkları
Ailede ya da bireyde cilt
kanseri öyküsü
Açık tenli, kolay çillenen
ve güneş yanığı geçiren cilt yapısı
Bağışıklık sistemini
baskılayan ilaç kullanımı
Deri kanseri genellikle
güneşe maruz kalan bölgelerde görülse de, güneş görmeyen alanlarda da ortaya
çıkabilir. Ne kadar erken teşhis edilir ve tedaviye başlanırsa, ciddi şekil
bozuklukları veya ölüm gibi olumsuz sonuçlardan korunma şansı o kadar artar. Bu
nedenle düzenli cilt kontrolü yaptırmak ve risk düzeyi hakkında doktorunuza
danışmak önemlidir.
Cilt kanserleri genel
olarak iki ana gruba ayrılır:
Melanom dışı deri
kanserleri: Derinin üst tabakalarında başlar, genellikle güneşe maruz
kalma ile ilişkilidir.
Melanom: Cilde
rengini veren melanosit hücrelerinin kontrolsüz büyümesiyle oluşur. Nadir
görülmesine rağmen hızlı yayılır ve ölüm oranı yüksektir. Bu nedenle melanomun
erken tanısı hayati önem taşır.
Melanomun erken tanısı ve
tedavisi, hastaya tam iyileşme şansı sunar. Ancak tanı ve tedavide gecikme,
kanserin hızla yayılmasına ve yaşam kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle
bireyin düzenli aralıklarla kendi kendini muayene etmesi ve yeni, şüpheli
oluşumları fark ettiğinde vakit kaybetmeden doktora başvurması büyük önem
taşır.
Ülkemizde melanom dışı
cilt kanserlerinin insidans hızı erkeklerde yüz binde 23,4; kadınlarda ise yüz
binde 15,5’tir. Her yıl yaklaşık 20.000 kişiye melanom dışı cilt kanseri tanısı
konulmaktadır. Melanom sıklığı ise erkeklerde yüz binde 1,9; kadınlarda yüz
binde 1,2 olup, yıllık melanom vaka sayısı yaklaşık 1.500’dür.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ),
özellikle açık tenli bireylerin yoğun ultraviyole (UV) radyasyona maruz kaldığı
toplumlarda melanomun önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini
belirtmekte ve ülkeleri bu alanda acil önlemler almaya çağırmaktadır.
Her ne kadar cilt
kanserlerini tamamen önlemenin kesin bir yolu olmasa da, bireyler bazı korunma
yollarını benimseyerek risklerini azaltabilirler:
Cilt kanserinden korunmak için
öneriler:
Açık havada güvenli güneş
koruma yöntemlerini uygulayın.
Koruyucu giysiler (gömlek,
şapka) tercih edin.
Geniş spektrumlu, yüksek
koruma faktörlü güneş kremi kullanın.
Güneş gözlüğü takarak
gözlerinizi ve göz çevresini UV ışınlarından koruyun.
Zararlı kimyasallardan
uzak durun.
Cildinizi düzenli olarak
kontrol edin ve neyin "normal" olduğunu öğrenin.
Cilt kanserlerinin erken
teşhisinde net bir rehber bulunmamakla birlikte, kişinin kendi cildini tanıması
oldukça önemlidir. Bu amaçla benlerin, lekelerin, çillerin ve diğer izlerin
zaman içindeki görünümünü takip etmek faydalıdır. Ayda bir kez yapılacak kendi
kendine cilt muayenesi, değişikliklerin erken fark edilmesini sağlar.
Kendi kendine cilt muayenesi
nasıl yapılır?
İyi aydınlatılmış bir
odada, tam boy bir aynanın önünde muayene yapın.
Uyluk arkası gibi zor
görülen alanlar için el aynası kullanın.
Avuç içleri, ayak
tabanları, saç derisi, kulaklar, tırnaklar ve sırt gibi tüm bölgeleri
inceleyin.
Sırt ve saçlı deri gibi
zor bölgelerde yakınlarınızdan yardım alabilirsiniz.
Dikkat edilmesi gereken belirtiler:
Yeni oluşmuş veya boyut,
şekil, renk değiştirmiş benler, lekeler
Olağandışı yaralar,
kabarıklıklar, izler veya ciltte hissedilen farklılıklar
Kızarıklık, şişlik, pullanma,
düzensizlik, sıvı sızması, kanama
Kaşıntı, hassasiyet veya
ağrı gibi belirtiler
Bu tür değişiklikler cilt
kanseri belirtisi olabilir. Bu nedenle gecikmeden bir sağlık profesyoneline
başvurmak hayat kurtarıcı olabilir.
Unutmayın: “Erken teşhis Hayat kurtarır”
“Cildinizi tanıyın,
Sağlığınızı korumaya alın!”
“Erken fark et, Sağlığını koru!”