İbrahim GÜLLE / Diş Hekimi /Ağız ve diş sağlığı

DİŞ ETİ DOSYASI 3: TEDAVİ YOLLARI VE SAĞLIĞA DÖNÜŞ

Geçen iki ay boyunca, gülüşümüzün gizli kahramanı diş etlerimizin önemini, sağlıklı halini nasıl tanıyacağımızı ve tehdit oluşturan hastalıkları (gingivitis, periodontitis ve peri-implantitis) detaylıca ele aldık. Bu ay ise diş eti hastalıklarının tedavi yöntemlerini masaya yatıracağım.
Başlangıç alarmı: Gingivitis tedavisi
Geçen ay da bahsettiğim gibi; Gingivitis, diş eti hastalıklarının en erken ve tamamen geri dönüşümlü evresidir. Kliniğimizde yaptığımız profesyonel temizlik (detertraj) işlemiyle, dişlerinizin üzerinde ve diş eti çizgisinin hemen altında biriken, hastalığın ana nedeni olan plak ve diş taşları (tartar) özel aletlerle tamamen temizlenerek tedavi gerçekleştirilir. Bu temizlik, diş etlerinin tahriş kaynağından kurtulup iyileşmesine imkân verir. Ağrılı bir işlem değildir; sadece bir miktar hassasiyet oluşabilir. Lokal anestezi bile çoğu zaman gerekmez.
Derinlere inmiş sorun: Periodontitis tedavisi
Önceki yazımda da belirtmiştim; eğer gingivitis tedavi edilmezse ve iltihap diş etinin altına, diş kökü yüzeylerine, bağ dokularına ve kemiğe yayılırsa hastalık periodontitis evresine geçmiş demektir. Bu aşamada kemik erimesi başladığı için tedavi daha kapsamlıdır ve amaç hastalığın ilerlemesini durdurmak, mevcut dişleri/implantları korumaktır (kaybedilen kemiği tamamen geri getirmek her zaman mümkün olmayabilir).
Bu durumda, gingivitis tedavisindeki temizliğin daha ileri bir aşamasına geçilerek Kök Yüzeyi Düzleştirmesi (Küretaj) işlemi yapılır. Lokal anestezi altında, diş eti cebinin içine özel aletlerle girilerek köklere yapışan sert diş taşları ve hastalıklı dokular temizlenir. Kök yüzeyleri düzleştirilerek bakteri birikiminin azaltılması ve diş etinin tekrar köke sıkıca yapışması hedeflenir. Küretaj işlemi genellikle birkaç seans sürer. Daha ileri derecede kemik kaybı ve derin ceplerin olduğu vakalardaysa cerrahi müdahale gerekebilir. Flap operasyonu diyoruz buna. Burada diş eti kaldırılarak kök yüzeyleri ve kemik daha iyi görülür, temizlik ve düzleştirme daha etkili yapılır. İşlem sırasında bazen kemiğin yenilenmesi (rejenerasyonu) teşvik etmek için özel membranlar, kemik tozları (greftler) veya proteinler uygulanabilir (rejeneratif cerrahi). Tedavi faslı bittikten sonraysa çekilmiş ve şekli bozulmuş diş etlerini düzeltmek, kök yüzeylerini örtmek için estetik amaçlı müdahaleler (mukogingival cerrahi) de yapılabilir.
Önemli bir nokta: Tüm bu tedavilerin başarısı aslında en çok size bağlı. Klinikte yapılacak işlemlerden sonra hekiminizin gösterdiği şekilde, düzenli ve doğru diş fırçalama (günde 2 kez, en az 2’şer dakika) ve mutlaka her gün diş ipi veya diş arası (arayüz) fırçası kullanımı hayati önem taşımaktadır. Çünkü ancak bu sayede yeniden plak birikimini engelleyebilirsiniz. Unutmayın, tedavilerden sonra eski bakım alışkanlıklarınıza dönerseniz, daha doğrusu dişlerinize ve diş etlerinize iyi bakmazsanız tüm bu hastalıklar çok hızlı bir şekilde geri dönecektir. Böylece başladığımız noktaya hatta onun daha da kötüsüne gelmiş oluruz. Bu nedenle tedavilerden sonra size çok iş düşüyor.
Bir sonraki yazımda peri-implantitis tedavisinden ve bazı bakım ipuçlarından da bahsedip konuyu toparlamayı düşünüyorum.
Sağlıklı kalın, sağlıcakla kalın.