Muhammed SANCAKTAR / Laleli Sanayici ve İş İnsanları Derneği (LASİAD) Başkan Vekili / Geniş Açı

GAZZE ÖLÜYOR...

Kıymetli dostlar,
7 Ekim 2023’ten bu yana insanlığın gözleri önünde tarifsiz bir dram yaşanıyor. Gazze, her gün yüzlerce canın, çocukların, bebeklerin, kadınların ve yaşlıların ağır bombalarla parçalandığı bir ölüm kampına döndü.
Bugüne kadar altmış binden fazla insan hunharca katledildi. Yüz binlercesi yaralı, çaresiz ve sahipsiz. Gazze neredeyse haritadan silindi. Bir şehir yok edildi. Fakat bu, sadece binaların yıkılması değil; umutların, hayallerin, çocukların oyunlarının, annelerin dualarının, insanlığın bizzat kendisinin yok oluşudur.
Açlıktan ölen bebeklerin, tencerelerin kenarına yapışmış yemek artıklarını kazıyarak hayata tutunmaya çalışan çocukların görüntüleri vicdanlarımızı lime lime parçalıyor. Açlık, sefalet ve hastalık Gazzelilerin kaderi oldu. Fakat asıl acı olan, dünyanın bu katliama karşı suskunluğu, körlüğü ve sağır edici sessizliğidir.
Hiç kimse İsrail’e “dur” demiyor. Dünya, diplomasi oyunlarıyla, ikiyüzlü kınamalarla zaman geçirirken, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir insanlık dramı, bir zulüm, bir vahşet, bir katliam ve resmen bir soykırım yaşanıyor. Bugün Gazze’de ölen sadece insanlar değil, insanlığın kendisidir. Eğer bizler sessiz kalırsak, eğer vicdanlarımızı kaybedersek, yarın bu ateşin bizi de yakacağından şüphemiz olmasın.
Gazze, dünyanın şahitliğinde ağır ağır ölüyor. Ve her bomba düştüğünde, bizlerin suskunluğu, zalim Siyonist Netenyahu ve avanesinin cesaretini artırıyor. Çünkü zulüm sadece zalimin silahıyla değil, mazlumun sessizliğiyle büyür. Gazzeli anneler, çamurdan yapılmış mezarlara yavrularını koyarken, “nerede bu ümmet?” diye feryat ediyor. Çocuklar, oyun oynaması gereken yaşlarda ölümle randevulaşıyor. Bizler ise ekranların karşısında sadece seyrediyoruz.
Değerli dostlar, Gazze artık bir vicdan ve insanlık meselesidir. Bir insanlık imtihanıdır. Bu imtihandan geçemeyenlerin, ne adalet ne özgürlük ne de insan hakları adına konuşmaya hakkı kalmayacaktır. Bu zulme sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır. Kınamakla yetinenler, zalimin yüzüne cesaret, mazlumun kalbine umutsuzluk ekmektedir.
Filistin’in davası sadece bir toprak meselesi değildir. Bu, tüm insanlığın onur ve haysiyet davasıdır. Bugün Gazze’de katledilen her can, bizim insanlığımızdan bir parça koparıyor. Duyarsızlık, kayıtsızlık ve sessizlik; işte bu sessizlik, zalimin en güçlü silahıdır.
Ama unutulmamalıdır ki, tarih bu zulmü de, bu suskunluğu da yazacak. Zulümle abad olanların sonunun nasıl viraneye döndüğünü tarihin tozlu sayfalarından okuyacağız. Geriye dönüp baktığımızda, “ben ne yaptım” diyeceğimiz bir gün gelecek. O gün pişmanlıklar fayda vermeyecek.
Kıymetli dostlar, zulme karşı sesimizi yükseltmezsek, bu yangın bir gün bizim de kapımızı çalacak. Mazlumun duası, zalimin zulmünden daha güçlüdür. Bugün dualarımızla, yardımlarımızla, sesimizle Gazze’nin yanında olamazsak, insanlık olarak topyekûn kaybedeceğiz.
Gazze ölüyor… Ama bizim vicdanlarımız ölmesin.
Kalın sağlıcakla.